Gözünü kırpma! düşerim*
Ben mesela, derdimi anlatacak kadar hashtag biliyorum; #dokunma #yalnızdeğildir
ama ciddiye alınacak kadar da derin değiller.
Demokratik bir ülkedeyiz.
Ne kadar demokrasi aşığı olduğumuzu son zamanlarda iyice anladık.
Kalkışmanın hızla bastırılması ve darbe karşıtlarının söylemleri.
Ve ile bağladım bilerek.
İşte bu demokratik günlerde
yazarım yalnız başına içerde,
meslaktaşım yahut sanatçıma dokunuldu.
Ben yazdım, yalnız değildir dedim. Ama yazmamla olmuyor.
Bence çok tehditkar bir avazda bastım hashtag’i, “Dokunma!” dedim.
Benden mi çekindiler nedir, atılanların 11’i alındı.
Sevinç alınmadı, Burçak alınmadı.
Şimdi ben en çok onları tanırım.
Tanırım yani.
Diğer atılanları uzaktan bilirim, şu kadarcık camiayız yahu, tanımayacağız da ne yapacağız!
Sevinç’le şahaneli hallerimiz, Burçak’la denize bakmışlığımız vardır.
ŞT çok kalabalık. Hani birileri atılacaktı diyelim.
Neden bu tayfa? Bunca gün oldu. Müstehak sayıyor saat saat; açıklamasızca atılanların neden atıldığı kalanının neden alındığı yazılmıyor hiçbir yerde.
‘Çok çalışkan oldukları için’ geyiği çok yapıldı.
Devletlüm, mesela herkese tek tek baktı, 21+6 kişiyi mi suçlu buldu?
Yoksa içeriden kıskançlıkla birileri bu canları topun ağzına mı koydu?
bu söylentiler senin de kulağına gelmiştir sayın okuyucum, belki hiç gelmemiştir.
Benim kulağıma geldi.
İnanmadım elbet!
Böyle şeye inanılır mı?
Hangi oyuncu kendi beceremediği için kalkıp başkasına kaka der?
Demokrasi reloaded bu ülkede birlik beraberlik naraları atılırken,
canım ülkem yan yana durmanın elzem olduğunu bilerek ya da bilmeyerek haykırırken,
ülkemin gününü yazan, geleceğe müjdeleyen, iyiliğe, birliğe dirliğe özendiren, doğruyu anlatanları böyle şey yapmış olabilir mi?
Buna inanmam da, neden atılmışlar bilmek isterim.
Kod-22 ile atılmanın karşılığı olarak işsizlik maaşı alamamalarının günahını kim nasıl üstlenecek bilmek isterim.
Eğer sen bir bölücüysen Sevinç, işte o zoman benden çekeceğin var cancağzım.
Yıllardır koynumda yılan beslemişim.
O zamana kadar gözümü kırpmayacağım, düşme diye!
Düşmeyin diye…
Düşmeyelim diye…
*Sevinç Erbulak’ın kitabının adı

1.198