Restorasyonuna bir türlü başlanılamayan ve çürümeye bırakılan, bir dönem karakol olarak kullanılan; hatta Gezi Pastanesi’nin AKM’ye ait olan arazinin bir bölümünü işgal ettiği, ancak itirazlara rağmen hiç bir şey olmamış gibi açılışını yaptığı İstanbul’un en önemli kültürel ve mimari miraslarından biri olan Atatürk Kültür Merkezi’nin derdi bitmek bilmiyor.
Şimdi de AKM reklam panosu oldu! Evet yanlış okumadınız. REKLAM PANO’su oldu! Bunun üzerine Beyoğlu Kent Savunması suç duyurusunda bulundu, sosyal medyadan tepkiler geldi. Ama ön cephesine asılan “Ertuğrul 1890” filminin afişi tüm itirazlara rağmen bir süre daha duracak gibi gözüküyor.
Hatırlarsanız Vali Mutlu Gezi Direnişi sırasında AKM’nin üzerine asılan pankartlara çevik kuvvet ile operasyon düzenlemişti. Sonrasında ise yaptığı açıklamada ‘AKM’nin adeta bir reklam panosuna dönüştürüldüğünü ve bunun dünya kamuoyu “efkar-ı umumiyesi” açısından imajımıza sıkıntı yarattığı’ gerekçesiyle operasyonun yapıldığını söylemişti.
Peki o günden bu güne ne değişti?
Yani AKM’nin reklam panosu olması zedelemiyor mu yoksa imajımızı? Peki niye zedelemiyor? Yoksa yeteri kadar dünya kamuoyu “efkar-ı umumiyesi” açısından zedelendi mi imajımız? Nasıl zedelenmiş olabilir ki?
Acaba yol ortasında vurulup-dövülüp öldürülen gencecik can’ların katillerini AK’lamaya çalışırken mi zedelendi imajımız? Yok hayır, ben bu yüzden olacağını sanmıyorum. Çünkü bizim tarihimiz “fail-i meşhur”larla dolu! Acaba basına ve sanata yapılan sansür ve baskılardan dolayı zedelenmiş olabilir mi? Hayır, hayır bundan da olamaz çünkü sansür, tarihimizde Osmanlı’ya kadar uzanıyor.
Acaba son 5 yılda 1134 kadının cinayete kurban gitmesi ve katillerinin “takım elbise ve sinek kaydı traş” indirimi almasından olabilir mi? Ben bu yüzden de olacağını sanmıyorum. Ee bu yüzden olamazsa, o zaman çocuk gelinler yüzünden de olamaz!
Yahu o zaman nedir bugün “efkar-ı umumiyemizi” zedeleyecek olan?
Yoksa Cumhurbaşkanı’nın “içinde silah olsa ne oluuur, olmasa ne olur?” dediği ve ben şu satırları yazarken Can Dündar ile Erdem Gül’ün tutuklanmasına sebep olan şu MİT tırları olabilir mi?
Ya da vurulan Rus uçağı ve üzerine yapılan “pişkin” açıklamalar zedeliyor olabilir mi? Yok, sanırım bütün bu saydıklarımın hiçbiri dünya “efkar-ı umumiyesi” açısından imajımızı zedelemeye yetmez. Çünkü biz koskocaman “Yeni Türkiye”yiz!
Ama olsa olsa Sosyalist Enternasyonel’de yaptığı konuşma yüzünden
Levent Üzümcü zedelemiş olabilir imajımızı ya da Memet Ali Alabora olamaz mı? Sırf “Mesele 3-5 ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı?” dediği için! Veya Defne Halman da zedelemiş olabilir belki de kültürel miraslarımızdan birinin, Rumeli Hisarı’nın ”mescid” olmaması dileğini dile getirdiği için! Aa, belki de rahmetli Üstün Akmen zedelemiş olabilir sırf “Kültürsüz Kültür Bakanı” dediği için. Belki de Fazıl Say olabilir; 7 tane notayla kulaklarımızın pasını silerek yarattığı şahaserler ile tüm dünya da nâm salıp, kendi ülkesinde vatan haini ilan edilerek zedelemiş olamaz mı?
Evet, evet bakın bütün bu son saydıklarım olabilir efkar-ı umumiyemizi zedeleyen şeyler arasında. Ama kesinlikle başta saydıklarım hiç zedeleyecek şeyler olamaz.
Sizce haksız mıyım?
Şaka bir yana gerçekten, yaşadığımız şu günlerde “tehlikenin farkında mısınız?”
